Pazarlama, tamamen insanoğlunun özüyle ilgili. Yapılan araştırmalar ve nöropazarlama deneyleri gösteriyor ki, insan duyguları ve psikolojisi pazarlamanın temelini oluşturuyor. Pazarlama departmanı, hem bireysel hem de toplumsal duyguları hedef aldığı için insandan besleniyor olmalı. Aynı oranda da insanı beslemeyi amaç edinmeli. Bence günümüz dijital pazarlamacılarının en büyük hatası burada olabilir. Dijitaldeki sayılar o kadar önceliklendiriliyor ki sadece o rakamları arttırmayı amaçlayan stratejiler sıradan olmakla kalmıyor, dolandırıcılık boyutlarına bile ulaşıyor (bkz. takipçi satın alma). Halbuki o sayıların hangi operasyonlar için değerli olduğunu bile sorgulamıyorlar. Herkesin baktığı metriklere bakıp, taklitten ibaret stratejiler oluşturuyorlar. Markayı farklılaştırmak için enerji sarfetmek yerine, “tutan” neyse onu denemeye yöneliyorlar. Marka kültürlerine özgünlük katmak için empati oldukça faydalı bir kavram olarak öne çıkıyor.
Empatiyle İletişim
Empatiyle birlikte, temellerini insan ilişkilerinin oluşturduğu pazarlama stratejileri özgün şekillerde ortaya çıkıyor. Sadece pazarlama alanında değil farklı alanlarda da empatinin faydalı sonuçlar doğurabileceğine dair raporlar var. İnsan iletişiminin aktif olarak bulunduğu ortamlarda empati, iletişimi güçlendiren bir araçtır.
Hiçbir marka “Biz müşterilere odaklanmıyoruz” demez.
İnsan duygularının pazarlama çalışmaları üzerinde direkt etkisi var. Duygulara hitap edebilmenin bu kadar önemli olduğu bir sektörde empatiyle güçlendirilmiş stratejiler, marka iletişimini müşterilerle bağını sağlamlaştıracak seviyelere taşımakta. Empatinin dahil edildiği iletişim stratejileri markanın tercih edilme sebeplerinin sayısını arttırıyor. – Zaten Empatioart’ın da ilk olarak ortaya çıktığı temel nokta burasıdır. Tüm pazarlama stratejilerinde empati herhangi bir yere konumlandırılabilir ve faydalı olur. – Empati ile pazarlamayı ortak bir şemada fayda üretecek şekilde tanımlamayı deneyelim:
Pazarlama Süreçlerinde Empatiyle Güven İnşası
Empati, insanların bir başkasının içinde bulunduğu durumu algılayabilmesini amaçlar. İletişimde hem sürdürülebilirliğin ömrünü hem de farklı tarafların orta noktaya yaklaşma eğilimini arttırır.
Pazarlama ise, fayda sağlanan durumdan ilgililerin yararlanması için duyurma çalışmasıdır. Faydanın karşılığında bir değer beklentisi olduğu için burada, ilk andan itibaren güven değeri sorgulanan bir iletişim mevcuttur. Çünkü taraflar birbirine fayda sağlamayı bırakırsa, tercih sebebi olmaktan çıkacaktır.
Empati ve pazarlamanın birlikte formüle edilmiş olduğu bir potada marka gelişimini sürekli besleyen süreçler ortaya çıkıyor. Özellikle dijitalin sunduğu detaylı veriler pazarlamanın sunduğu raporları da güçlendiriyor. Pazarlama süreçleri, hedef kitlenin özelliklerini ortaya çıkarırken; empatik iletişim süreçleri de bu topluluğun beklentilerini, yorumlarını ve fikirlerini anlamlandırıyor. Hem satıcının hem de alıcının memnun olduğu bir ilişki empatik pazarlama süreçleriyle geliştiriliyor.
Güven inşa etmek için iletişimdeki temel nokta, verilen sözlerin tutulmasıdır. Hedef kitleye sunulacak vaatler ne kadar önemliyse, bu vaatler topluluğunun ne kadarının gerçekleştiği de önemlidir. İnsanların %53’ü bir markanın dürüst olmadığını anlayabileceğini söylüyorlar. Demek ki aslında insanları kandırmaya çalışsanız da en iyi ihtimalle yarısını kandırabilirsiniz.
Şunu çözen markalar büyüme yolunda emin adımlarla ilerliyorlar:
“Belli bir kitleye hitap eden marka olarak, beklentileri anlayan ve karşılan sonuçlara yatırım yaparsak uzun vadede tercih edilmeye devam edeceğiz.”
Bu vizyonda olan markaların süreçlerinin içine empati ve pazarlamayı birlikte konumlandırdığımızda hem müşteriden beslenen iletişim ağları kurulur hem de iletişim sonucunda ortaya çıkan raporlar üzerinden Ar-Ge yapan şirket modelleri oluşturulur.
Günün sonunda empati ve pazarlamanın ortaya çıkarabileceği büyüme senaryoları heyecan verici. Markalar, daha iyi deneyimler sunmaya odaklanırken, tüketiciler de markanın daha iyiye gitmesi için kendi yorumlarının katar. Markalar hizmet verdikleri alanlarda yaptıkları gelişmelerle hem tüketiciyi memnun ederken hem de bulundukları sektörde yeniliklere kapılar açarlar.